Ve yeni yazıma ilham sevgili Shawn Achor’un Mutluluk Avantajı adlı kitabından geldi.
Pozitif psikoloji ve gerçek mutluluk ile ilgili yoğun araştırmalar yaptığım bir dönemde arkadaşımın önerisi ile bu harika kitap ile tanışmıştım. Ve kitapta geçen şu tanım;
“Mutluluk, değişmemize gerek olmadığına duyulan inancın değil, değişmeyi başarabileceğimizin farkına varmanın adıdır.”
beni çok etkilemişti. Çünkü gerçek mutluluk tam da böyle bir şeydi. Yıllarca mutluluğu sadece haz, sadece olumlu duygular, sadece ulaşılan bir hedef olarak görme hallerimiz bizi gerçek mutluluktan uzaklaştırmış ve aslında mutluluğun bir seçim, emek ve zihniyet yaklaşımı olduğunu unutturmuştu.
Peki, bilim insanları mutluluğu nasıl tanımlıyor?
Bir kere mutluluk temelde olumlu duygular yaşanması ile birlikte gelecek için de olumlu bir beklenti anlamına geliyor. Bununla birlikte derin anlam ve amaç duygularıyla bir arada yaşanan hazzı da kapsıyor.
Pozitif psikolojinin öncülerinden Martin Seligman ise mutluluk kavramını üç ölçülebilir bileşene ayırıyor:
- Haz
- Meşguliyet
- Mana
Ve her üç bileşeni de yaşamlarına dahil edenlerin gerçek mutluluğu yaşadığını da ekliyor.
Kuzey Carolina Üniversitesinden araştırmacı ve mutluluk konusundaki en önemli uzmanlardan biri olan Barbara Fredrickson ise mutluluk denince önde gelen on duyguyu şöyle tanımlıyor:
“Haz, minnet (şükran), huzur, ilgi, umut, gurur, heyecan, ilham, şaşkınlık ve aşk”
Ve Shawn Achor kitabında 200 bilimsel araştırma ve 275.000 insanı kapsayan etkileyici bir meta analizden bahsediyor ve bu analize göre mutlu çalışanların daha üretken olduklarını, daha fazla satış yaptıklarını, daha iyi liderlik gösterdiklerini ve daha yüksek performans gösterdiklerini açıklıyor.
Özellikle iş dünyası için de sadece performansa odaklanmanın ve çalışan mutluluğunu göz ardı etmenin aslında performans düşüklüğünün kök nedenlerinden biri olduğunun kanıtlanmış olması da başlı başına bir mutluluk sebebi.
Ve tabi ki de gönülden dileğim bunun önemini fark edip kurum kültürlerine entegre etmeye çalışan kurumların katlanarak artması ve mutluluğun işten eve ve evden toplumun bambaşka kesimlerine de yayılması…
Ve sözlerimi çok sevdiğim bir MUTLULUK tanımı ile sonlandırıyorum:
“Gerçek olmayan mutluluk insanları kibirli ve küstah yapar; gerçek mutluluksa neşeli yapar, bilgelik ve şefkatle doldurur.”
Bir Tayland atasözü
Sevgilerimle
Uğur Eroğul